Gazimağusa şehri, Kıbrıs’ın doğusunda yer almaktadır. Gazimağusa derin ve uzun bir tarihe sahiptir. Bu şehrin çok ender bulunan ve sadece Kuzey Kıbrıs’ta görülebilen altın kumlu güzel plajları vardır. Altın kumlarla hiç şüphesiz ailenizle birlikte unutulmaz bir yaz geçireceksiniz.
MS 3. yüzyıla kadar uzanan Kuzey Kıbrıs’ta kiliseler, kaleler vb… birçok antik anıt bulunabilir. Güzel Gazimağusa şehrinin turistik cazibe merkezleri arasında altın kumlu plajlar, eski kiliseler vb… bahsedilebilir.
Gazimağusa, Kıbrıs’ın kültür başkenti olarak anılabilir. Kuzey Kıbrıs’ın tarihi ve kültürü bu ülkenin insanları için çok önemlidir. Gazimağusa’nın kökeni yaklaşık olarak M.Ö.300 yıllarına kadar dayanmaktadır.İlk zamanlarda Yunanca bir kelime olan Arsino olarak anılan bu şehir, zamanla Gazimağusa olarak anılmaya başlamış ve Kuzey Kıbrıs’ta önemli bir liman oluşturmuştur.
Salamis şehri, Aziz Bernapas Manastırı, Lala Mustafa Paşa Camii, Aziz Nikolas Katedrali ve Othello Kulesi Gazimağusa şehrinin ünlü yerleri ve doğal manzaraları arasındadır. Tarihi yerler ilginizi çekiyorsa tarihi Salamis kentini ziyaret etmeyi planlarınıza mutlaka ekleyin.Yaklaşık M.Ö. 1000 yıllarından beri Kıbrısa başkentlik yapmış ve Asur, Mısır, İran (pars) ve Roma ımparatorluklarının topraklarında bulunan bir şehir. M.Ö. Salamis yüzyıllar sonra hala yaşıyor.
Bu antik ve eski şehrin konumu Mimoza’yı çevreleyen ormanların etrafındadir ve antik eser kalıntılarının yanı sıra MÖ 374 ve 411 yıllarına ait altın paralar bu şehrin antik çağlardaki önemini göstermiştir.
Kuzey Kıbrıs ve Gazimağusa’nın bir başka gezi alanı, bir zamanlar dünya turizm merkezi olan terk edilmiş bir şehir olan hayalet kasaba Maraş’tır.
1970’lerde bu şehir, her yıl dünyanın her yerinden ünlü isimleri ağırladı; O dönemin ünlü aktörleri arasında Elizabeth Taylor, Richard Burton ve Brigitte Bardot gibi o rüya yere defalarca seyahat etmiş ve John F. Kennedy adlı en iyi otelde kalmışlardır.
1974’te Yunan darbesinin ardından Türk kuvvetleri bölgeye asker göndererek üç gün içinde Gazimağusa ve Maraş şehirlerini içeren Kıbrıs topraklarının %40’ını ele geçirmeyi başardı.
Bu adanın Türk ve Rum olmak üzere ikiye bölünmesi, onlarca otel, daıreler ve özel villaların bir anda terk edilmesine neden olmuş ve Maraş tamamen askeri bir bölgeye dönüşmüştür.
Maraş şehri terk edildi, sakinleri iki hafta sonra evlerine ve şehirlerine dönebilecekleri umuduyla şehri 24 saat içinde boşalttı; Ama bugüne kadar gerçekleşmemiş bir umut.
1984 yılında Birleşmiş Milletler bu şehri denetimine aldı ve 550 sayılı Kararın onayı ile eski sakinlerden birinin varlığı dışında kimsenin bu şehre giremeyeceğine karar verildi. Ancak eski sakinler ya adanın güneyine ve Rum kesimine yerleşmişler ya da Amerika ve Avrupa’ya göç etmişlerdir.
2004 yılında Güney Kıbrıs’ın Avrupa Birliği’ne katılması ve iki Kıbrıs arasındaki sınırların netleşmesiyle, eski sakinlerin bir kısmı ara sıra evlerini ziyaret etmek için geri döndüler ve bazen aile albümlerini ve geçmişten kalan hatıraları yanlarında getirebildiler.
O zamandan bugüne yani yaklaşık 40 yıldır bu şehir terk edilmiş ve içinde yaşam izi görmemiştir.
Ancak 2020 yılında bu şehrin bir bölümünün turistlere açılacağı haberleriyle bu şehrin bir kez daha ihtişamını geri kazanması ve dünyanın dört bir yanından gelen yolcular ağırlaması umulmaktadır.